Koronavirüs musîbeti sebebiyle online olarak gerçekleştirmek durumunda kaldığımız 12. Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı için konuşmacılarımız sunumlarının özetlerini yollamaya başladılar. Onlardan birkaçını sizlere takdîm etmek isterim:

Pr. Bahmed Reffis (Cezayir) – Helal Pazarda Devletlerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Yeri ve Görevleri

“Helal gıda son zamanlarda büyük bir ilerleme katederek küçük çaplı ihtiyacı karşılamaya yönelik bir hareketken küresel ölçekli bir pazar haline geldi. Teknik uzmanlar ve Şer’i alimlerin bir araya gelmesinden oluşan müsbet bir manzara ortaya çıktı. Fakat görülen o ki bu durumdan bir zümre üzüntü duyarken diğer bir zümre bahtiyâr olmaktadır. Batı’da pek çok ülke, âdil olmayan kanunlarla helal pazarını kısıtlamaya çalıştılar. Bunların başında ise dînî kesimin yasaklanıp sersemletmeli kesimin zorunlu hale getirilmesi gelmektedir. İslâm karşıtı gruplar da İslâmî kesimin insânî olmadığı, hayvana acı çektirdiği gibi propagandalar yaparak dînî aşırılık ve ırkçılığın ateşlenmesine vesîle oldular. Öte tarafdan, İslâm toplumu ve hükümetleri ise bu pazarı genişletmeye çalıştılar. Bugün, Allah’ın bir lütfu olarak, Türkiye ve Malezya gibi öncü ülkelerin bu pazarı yaygınlaştırdıklarına şâhid oluyoruz. Elle tutulur işler yaparken aynı zamanda bu işi layıkıyla yapmayan sertifikalandırma kurumlarına ve yolsuzluklara karşı direnmekte olduklarını görüyoruz.”

 

Dr. Hani Mansour Al-Mazeedi (Kuveyt) – Helal Sertifikalandırmada Devletlerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Yeri ve Görevleri

“Devletten bağımsız olarak kurulan Helal sertifikalama kurumları sayesinde pek çok müslüman, Allah’ın izin vermediği ürünleri tüketmek/kullanmak mahcûbiyyetinden kurtulmakla beraber STK’lara da bağımlı hale gelmek zorunda kaldılar. STK’ların geliştirdiği standartlar yeni pazar imkânları sağladı. Birkaçı müstesnâ olmak üzere bu standartların kâhir ekseriyyeti “laik” olarak tanımlanabilir ve Müslümanlar yerine endüstriye daha çok hizmet etmektedir. Bu ise, dînî hassasiyyetlerden zuhûr eden bir standart sistemi yüzünden Batı’yla kavgalı olmak istemeyen ve kaynağının ne olduğunu önemsemeyerek kâr peşinde koşan iş adamlarına hizmet eden devlet kurumlarının ekmeğine yağ sürdü. Bu sunumda, STK’ların sunduğu helal sertifikalarının altında yatan gizli pek çok gerçeği açığa çıkaracağım.”

 

Doç. Dr. Hajjah Mariam Abdul Latif (Malezya) – Helal Sertifikalandırmada Devletlerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Yeri ve Görevleri

“Helal endüstrisinin gelişimi herhangi bir ülkeye münhasır değil, bilakis kıtaları aşan bir harekettir. ASEAN ülkelerinin helal sertifikalama hakkındaki tutumları dîni yaşamak ve hayatın kalitesini artırmak için çok önemli bir yer tutmaktadır. Bunlar da tüketiciye, endüstriye, STKlara ve ülkelere güven aşılamaktadır. Bu sunumumda düzenleyici kurumlara, helalle alâkadar kanunlara, standartlara ve sertifikalama prosedürlerine odaklanılarak ASEAN ülkeleri arasında karşılaştırma yapacağım. Bu konuda ASEAN ülkeleri (Malezya, Endonezya, Singapur, Brunei, Tayland, Vietnam ve Filipinler) arasında bir takım benzerlik ve farklılıklar mevcûd durumdadır. Tesbîtler gösteriyor ki her ülke, bazılarının altyapı ve kapasitelerinde belli noksanlıklar da olsa, Kur’an ve Sünneti takip ederek şeriâti yol gösterici olarak konumlandırmışlardır.”

 

Prof. Dr. Shuhaimi Mustafa (Malezya) – Helal Eğitim ve Araştırma: İleriye Gidiş

“Müslümanlar şer’i hükümleri takip eder ve helal yiyecekler tüketmekle mes’ûldur. Helal kavramı ise tayyib kavramından ayrı tutulamaz. Bu sebeble, helal ve tayyib mefhûmlarının doğru anlaşılabilmesi adına eğitim ve araştırmaya önem verilmelidir. Bu sayede hem helal hem sağlıklı/güvenilir ürünler üretilebilecektir. Lakin Müslümanların bilgisizliği ve ticârî endişeler yüzünden üreticiler tağşiş, ucuz olan haram/sağlıksız katkıların kullanımı gibi yollara başvurabiliyorlar. Bu sebeple Müslümanların mesele hakkındaki anlayışlarını ziyâdeleştirmek adına sistemli bir eğitim programı izlenmelidir. Teknik konular, bilimsel mefhûmlar ve fıkhi tefsîrler bir araya getirilerek helal ve tayyib ürünlerin üretim ve kontrolüne dâir tedrîsât yapılmalıdır.”

 

Dr. Amirsyah Tamburan (Endonezya) – İnsan Kaynakları Gelişimi İçin Eğitim Stratejileri

“Endonezya, eğitimde 5 temel sorunla karşı karşıyadır. Bunlar; eğitim kalitesini artırma, toplumun değişen yapısı üzerine şumüllü ve derinlikli araştırma yapma, küresel rekabetin artması, kapitalizm adı altında bilim ve teknolojide ve liberalizm adı altında ekonomide yeni sömürgeciliğin ortaya çıkması ve zayıf insan kaynaklarıdır. Bu sorunları çözmek adına bilişim teknolojilerindeki (IT) gelişmeler takip edilmeli, yenilikçi ve açık zihinli şahısların yetiştirilmesine özen verilmelidir. Bunları elde etmek adına doğru stratejiler geliştirilmelidir ve öğrenciler istidâtlarına, karakterlerine ve davranışsal analizlerine göre geliştirilmelidir ki hem öğrenciler daha hızlı tekâmül etsin hem de bu süreçte eğlenerek kendi istekleriyle eğitilebilsinler.”

 

Mohammad Mazhar Hussaini (ABD)  – Eğitim Seferberliği: İnsan Kaynakları İçin Eğitimin Önemi

“Yaşadığımız uzmanlaşma çağında, insanlar gitgide daha az şey hakkında daha çok bilgi sâhibi olmaları gerekmektedir. 21.yy küreselleşme süreci ise eğitimi tamâmen ticarileştirmiştir. Modern bilgi insanı tanrılaştırırken Allah’ı insan mesâbesine indirmeye çalışmaktadır. Bu ise günümüz bilgisinin temel kaynaklarının, eğitimin ve mefhûmların bir sonucudur. Bu tebeddülü göstermek adına eğitimin târihi incelenmektedir. İnsanı ticârî varlığa dönüştüren demokrasi, modernizm, seçim özgürlüğü, insan hakları ve eşitlik kavramları yeniden îzâh edilecektir. Bu îzâh temelinin üstüne İslâmî bir anlayış ile beşeriyyetin yararı için insan kaynaklarını geliştirmekten bahsedilecektir.”

 

Sheihk Thafier Najjaar (Güney Afrika) – Helal Sertifikalamada Karşılaşılan Zorluklar

“Helal endüstrisinin dünya genelinde büyüdüğüne ve İslâm’ın en hızlı yayılan din olduğuna dâir bir şübhe yoktur. Bu ise, helale olan ilginin de giderek artacağının bir işaretidir. Maalesef, bu büyümeyle beraber pek çok sıkıntıya da mevcûttur. Yolsuzluklar, bir kurumunun diğerinin ayağını kaydırmaya çalışması, birlik olamamak ve gayri-müslimlerin bu işe girmesi gibi pek çok sorun vardır. Buradan da anlaşılabileceği üzere helal sertifikalamada karşılaştığımız zorluklar genelde teknik açıdan değildir. Bu sunumumda mezkûr meseleler hakkında bir teblîğde bulunacağım.”

 

Prof. Dr. Seyfullah Oktay Arslan (Türkiye) – İlaç ve Kozmetik İçeriklerinin Güvenliği Meselesi

“İlaçların üç önemli tarihsel döneminde; doğal kaynaklardaki şifalı unsurların fiziki işlemlerle hazırlanması, sentetik kimyasal moleküllerin takdimi ve son olarak biyoteknolojik yöntemlerin kullanılması söz konusudur. İlaçların şifa vermesi yanı sıra, “içerikleri sağlık güvenliğimizi tehdit ediyor mu?” sorusunun cevabını vermesi bakımından her zaman önemli görülmüştür. İlk dönem ilaçlarına göre kimyasal molekül olarak üretilenler için çok ayrıntılı ve kapsamlı üretim standartları oluşturulmuştur.  Ancak yeni dönem biyoteknolojik ilaçlar hakkında bazı ciddi soru işaretleri ve bilinmezlikler var. Biyoteknolojik ilaçların en önemli handikabı biyogüvenlik sorununu tam anlamıyla aşamamalarıdır. Kimyasal molekül ilaçların İyi Üretim Uygulamaları (İÜU) ve İyi Laboratuvar Uygulamaları (İLU) en doğru haliyle standardize edilebiliyorken, biyoteknolojik ürün üretiminde maalesef aynı şartları sağlamak mümkün olamıyor.”

Benzer Yazılar

Language »